Yemek Fotoğrafçılığı

Havuçlu Kek (Starbucks Carrot Cake)

Yemek fotoğrafçılığı ile ilgili tecrübelerimi yazmak ve bu konuda biraz bilgilendirmek istedim. DSLR sahibi hemen hemen herkes ya yemek fotoğrafı çekmiştir yada çekmeyi çok istemektedir. Halbuki bu iş göründüğü kadar kolay değil. Yemekle kompozisyon yaratmak, lezzetini fotoğrafa aktarmak çok zordur. Üstelik bu iş için giriş seviyesi fotoğraf makinelerinin pek te uygun olmadığını düşünüyorum.

Profesyonel fotoğraf çekiyorsanız, yani çektiğiniz fotoğraflardan para kazanıyorsanız ekipmanın önemli olduğunu zaten biliyorsunuzdur.

Yemek fotoğrafçılığında ise özellikle lens ve ışıklandırma haricinde yemeği ortaya çıkaracak aksesuarlar, bunların yerleşimi ve hatta yemeğin daha güzel ve doğal görünmesi için kullanacağınız kimyasallar devreye giriyor. Bunlar için de bütçe…

Tabi bunları kullanacak bir ekibiniz yoksa bütün iş size düşecek, bu da asıl yapmanız gereken işe bir çok ilave yük getirecektir. Halbuki siz fotoğrafınıza ve fotoğraftaki kompozisyona odaklanmalısınız. Hatta yemeği fotoğraf için hazırlayacak kişi ile yemeği pişiren/yapan bile aynı kişi olmamalı. Nasıl ki moda fotoğrafı çekerken makyajı siz yapmıyorsanız yemek fotoğrafı için de yemek stilistiniz olmalı. Ancak o zaman mükemmel yemek fotoğrafları çekebilirsiniz.

DSC_1732 DSC_2307

Kek çırpmak mı ve film çekmek mi?

İş hayatıma bilgisayar animasyonları ve prodüksiyon işleri ile başladım. Daha sonra programcılık yanım ağır bastığı için sektör değiştirdim ama küçük bir parçam da hep prodüksiyon işinde kaldı.

Beni tanıyanlar bilirler, çocukluğumdan beri fotoğrafçılığa merakım vardır ve fırsat buldukça fotoğraf çeker paylaşırım. Haliyle çevremde meraklı bir çok kişi ile konu oldukça sohbet ederiz.

Son günlerde artık DSLR’lerin de video çekebilmesi ile video çekimi daha bir popüler oldu. Biraz paraya kıyan iyi bir DSLR alıp film çekebileceğini düşünüyor. Prodüksiyon geçmişime ve fotoğrafçı gözüme güvenen bir kaç kişi de fikir aldığında onlara çok basit bir örnek verdim. Aslında verdiğim örneğin anlatımı basit; oysa iyi bir kek yapmak marifet ve tecrübe ister.

Havuçlu Kek (Starbucks Carrot Cake)

Evet, film çekmenin bence kek yapmaktan bir farkı yok. Nasıl ki elinize mikseri alıp kek yapamayacaksanız; kamerayı alan biri de film çekemeyecektir. Çünkü kek yapmanız için iyi bir mikserinizin olması hiç bir anlam ifade etmez. Öncelikle bu bir süreçtir. İşi iyi yapacağım diyorsanız, öncesini, yapım aşamasını ve sonrasını (çıktıları) düşünmeniz gerekmektedir.

Peki nasıl film yaparız? (yada yapılmalı)

Bi kere komşudan alacağınız un ile, evde kalan yumurtalarla, annenizin mikserini kullanarak kek yapmamalıyız. Bu çok amatörce olur. Önce neler gerekli? Hem ekipman olarak hem de malzeme olarak gerekenleri belirlemeliyiz.

  • Fırın – Set / Sahne
  • Mikser – Kamera
  • Cast – Un, şeker, yumurta, vb.
  • Işık, ses, bir sürü teknisyen, mutfaktaki diğer yardımcılar, daha bir sürü şey. Listemiz uzayıp gider..

Bunlar, filmimizin, pardon kekimizin maliyetini ve bütçesini belirleyecektir. Sadece bir adet kek yapmak için gidip yeni bir fırın almazsınız. Ama elinizdeki fırın iyi değilse ve kek yapmaya uygun değilse de kusura bakmayın ama kek yapamazsınız. Yada komşunuzun, annenizin fırınını kullanırsınız ki her defasında aynı sonucu vermeyecektir. Cevizin tazesini, unun iyisini, köy yumurtasını almanın bir maliyeti olacaktır ve bu her zaman doğru orantılı olarak artacaktır. İyi malzemeler pahalıdır. Dolayısı ile iyi kek yapmak ta pahalıdır, iyi film yapmak ta.

Bütün listemiz hazır olduğunda bize bir tarif gerekecek. Evet kek yapacağız ama neli olacak? Nasıl olacak?

Her şey hazırsa işte o zaman kek yapmaya başlayabiliriz. HAYIR, çünkü öyle olursa sadece kek yapmış oluruz. Oysa kekimizi ikram edebileceğimiz misafirlerimiz olmalı. Onları davet etmeli; kekin yanına bir çay yada kahve yapmalıyız. Kekimizi koyacağımız tabaklar ve servisler ve hatta sunuş şeklimiz bile kekimizin puanını doğrudan etkileyecektir. İşte bunları da düşündükten sonra artık hazırız demektir.

İlk defa kek yapıyorsanız ve tarife uygun yaptıysanız, şansınız da yaver gittiyse beğeni kazanırsınız ama bu sizin bir sonraki kekinizi de aynı kalitede yapacağınızı göstermez hatta bir sonraki kekiniz muhtemelen daha kötü olacaktır. Çünkü istediğiniz kadar ölçün, tartın, biçin bu işte kazanmanız gereken tecrübeleriniz vardır. İşte bu yüzden annelerimiz, anneannelerimiz yada usta şefler her defasında aynı filmi pardon keki çıkarmayı başarıyorlar.

İyi bir kek yapmanın üç kuralı vardır:
1. İyi (hatta en iyisi) ekipman ve malzemeler
2. İyi bir tarif ve standartlar
3. Tecrübe

Ülkemizde çekilen bir çok film ne yazık ki, hadi toplanın kek yapıyoruz diye çekilen filmler olduğu için ve çoğu zaman da ucuz malzemelerle yapıldığı için iki günde bayatlıyorlar ve herkes tarafından beğenilmiyorlar.

Bir de parası olan tipler var. Ellerinde en iyi mikseri alıp, en iyi malzemeleri masaya koyup, çok ta sağlam bir tarifle ama hiç tecrübesi olmadan kek yapanlar. Onların ki ego gösterisi. Hatta adam tutup yaptırırlar. Ellerinin una değmesinden çekinirler kek yaparken. Üstelik önlerindeki tarife müdahale edip, cimrilik yapmayıp daha güzel olsun diye cevizini, tarçınını daha çok koyarlar yada koydururlar. Sanırlar ki en iyisini yapıyorlar ama ölçü kaçınca içindeki malzemeler ne kadar kaliteli olursa olsun insanın içini bayar. Böyle tipler hiç bir zaman kötü kek yaptıklarının farkına da varamazlar. Çünkü keklerini yiyenler hep çevrelerindeki yalakaları olur ve biri de çıkıp olmamış diyebilme cesaretini gösteremez. Bu tipler çok tehlikelidir. Hiç sevmem. İnşallah bir gün nesilleri tükenir.

Bütün bu yazdıklarım naçizane görüşüm olup kimseyi film yapamamakla yada kötü yapmakla suçlamıyorum. Sadece elinize bir kamera alarak yada yönetmen koltuğuna kurularak film çekmenin aslında kek yapmak kadar kolay olmadığını vurgulamak istedim. Umarım bu benzetmeyi iyi anlatabilmişimdir.

Profesyonel fotoğrafçıların vazgeçilmezi 24-70mm serisine bugün Tamron’da yeni ürününü ekledi (Model A007). Ultrasonic, hem çok hızlı hem de çok sessiz bir netleme motoruna sahip Tamron 24-70mm f/2.8 Di VC USD ayrıca gelişmiş yeni nesil (moving coil method) bir titreşim engelleyiciye de sahip. Bu lens fullframe çalışıyor. Bu linkten Tamron’un sitesinden yapılan duyuruya ulaşabilirsiniz.



Henüz fiyatı açıklanmayan lensin Nikon, Canon ve Sony için modelleri çıkacak ancak Sony fotoğraf makinelerinde titreşim kontrolü bulunmadığından bu özellik bulunmayacak.

Lensin 82mm. filtre çapı bulunmakta. Ağırlığı da 825 gr. En fazla f/22 diyafram açıklığını kullanabiliyorsunuz. İçerisinden parasoley çıkıyor.

Şahsen uzun zamandır pahalı olduğu için full frame bir fotoğraf makinesine geçmeden almak istemediğim Nikon 24-70mm' f/2.8 in yerine uygun olursa bunu almayı düşünüyorum. Daha önce Tamron 90mm. f/2.8 macro kullandım ve çok memnun kaldığım için bu lensi tercih edebilirim.

Nikon D4

Yeni Nikon D4 yılın ilk haftalarında duyuruldu. Uzun zamandır bir çok yorumun yapıldığı ve tüm dünyanın dört gözle beklediği Nikon'un bugüne kadar ürettiği en iyi fotoğraf makinesi Çin'de yapılan bir basın toplantısı ile tanıtıldı.

Kısa sürede D4 ile ilgili bir çok makale, tanıtım, fotoğraf, video, vb yayınlandı. Ben de onları size tekrar tekrar yazmayacağım. Google'da aradığınzda zaten karşınıza çok fazla kaynak gelecektir. Canon'un yılın son günlerinde duyurduğu 1Dx ile sıkı kapışacaklar. Ama bana sorarsanız Nikoncuysanız Nikon, Canoncuysanız da Canon sizin için daha iyidir. Ben her ne kadar Nikoncu olsam da ikisinin de aynı olduğu görüşündeyim. Canon belki çok küçük bir farklarla daha iyi olabilir ama emin olun ki bu daha iyi fotoğraflar çekmenizi sağlamaz. Her zaman dediğim gibi "İyi fotoğraf makinesi yoktur, iyi fotoğrafçı da yoktur. İyi fotoğraf vardır."

Web Müteahhitliği

Uzun zamandır bu konuda bir şeyler yazmak istiyordum. Müteahhit kimdir? Ekşi sözlükte bu konudaki açıklamalar oldukça güzel buradan bakabilirsiniz. Müteahhit; belirli bir işi, belirli bir bedel karşılığında ve belirli bir sürede yapan gerçek yada tüzel kişidir.

Günümüzde bir çok Web tasarımcısı aslında birer müteahittir. Çimentosunu kendisi üretmez, demirini bir yerlerden alır, mimar değildir, inşaat mühendisi hiç değildir. Sağdan soldan aldığı bazen de çaldığı kodlar ve tasarımlar ile iş yaparlar ve satarlar. Ülkemizde de yıllarca inşaat sektörü böyle değilmiydi. Sonra depremler oldu, bu evler hep yıkıldı. Belki gün gelecek Internette de siteler birer birer çökmeye başlayacak.

Son yıllarda TOKİ ve büyük inşşat firmaları sektöre el attı ve büyük güzel projeler yapılmaya başlandı. Web sitesinde de benzerlikler söz konusu. Büyük ajanslar, medya şirketleri, yazılım şirketleri bünyelerinde profesyonel tasarımcılar ve programcılar çalıştırarak yer ediniyorlar. Hala demirini çimentosunu dışarıdan temin eden bir ekiple bir yere varılmaz. Ülkemizde yazılımın bir sanayi olarak görülmesi şart. Makine üreten bir fabrikanın sahibi itibar sahibi (fabrikatör) olabiliyorken bir yazılımcının aynı itibarı görememesi çok üzücü.

devam edecek...